TÜRKÇE - DİL BİLGİSİ
A- DİL NEDİR?
B- DİLİN ÖNEMİ
C- TÜRKLERİN KULLANDIĞI ALFABELER
D- CÜMLE BİLGİSİ
E- CÜMLENİN ANALİZİ
F- CÜMLE ÇEŞİTLERİ
G- PARAGRAF
H- TÜRKÇE’DE ÜNLÜ SESLER ve ÜNLÜ UYUMU
I- TÜRKÇEDE ÜNSÜZLER
J- İMLA KURALLARI
K- NOKTALAMA İŞARETLERİ
L- KISALTMALAR
M- BOZUK CÜMLE ÖRNEKLERİ
A- DİL NEDİR?
En geniş tanımıyla, canlılar arasındaki
sözlü veya yazılı iletişim aracına kısaca dil diyoruz.
İnsanların dili, kuşların dili, böceklerin
dili. Bu dillerin hepsi de birer iletişim aracıdır.
Bu araç kimi zaman beden dili olarak,
kimi zaman sözlü olarak, kimi zaman da yazılı olarak karşımıza çıkar.
B-
DİLİN ÖNEMİ
Halk Edebiyatımızın büyük ustası Yunus
Emre, dilin savaşları durdurabilen ve acıyı bal eyleyen sihirli gücüne
yüzyıllar öncesinden şöyle dikkat çeker:
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede
bir söz. (...)
Tarih boyunca
savaşlar, çoğunlukla masa başlarındaki sözlü veya yazılı antlaşmalarla
bitirilmiştir. Söz ile dil ile bitirilmiştir.
Ör: Birinci ve İkinci Cihan Savaşları.
İnsan; akıl,
düşünce ve duygularının yanı sıra, konuşabilmesiyle de tüm canlılardan
üstündür. Konuşmak, yani dille anlatım, insana has çok saygın bir özelliktir.
Anneler yavrularına dil ile seslenir. Âşıklar
türkülerini dile döker. Özetle kültürün ve iletişimin ana malzemesi dildir.
Ünlü düşünür
Konfiçyus; “Eğer beni ülkeme hükümdar yapsalar önce dili düzeltirdim. Zira bir
ülkede dil bozulursa davranışlar bozulur, davranışlar bozulursa töre bozulur,
töre bozulursa millet bozulur, millet bozulursa devlet yıkılır.”der.
Bu düşünceden
hareketle denilebilir ki, dil bir millet ya da devlet için olmazsa olmaz
denecek önemli bir unsurdur.
a) Türkçenin Özellikleri
Türkçe, bilim adamlarının tespitine göre
2000 yıllık tarihî bir geçmişe sahiptir.
Günümüzde dünya coğrafyasının % 20’ye
yakınında Türkçe konuşulmaktadır.
Başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere,
Doğu Türkistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan, Yakutistan,
Azerbaycan, Kırım, Gagavuz, İran Azerbaycan'ı, Musul, Kerkük, KKTC, Batı
Trakya, Balkan ülkelerinin birçok bölgesi gibi büyük bir coğrafyada konuşulan
Türkçe, Dünya dil ailesi içerisinde önemli bir yer tutar.
Bu denli büyük bir potansiyele sahip
olan Türkçe, elbetteki bilim dilidir.
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu
Türkçe, Dünya
dilleri arasında, Ural –Altay dil ailesi içerisinde yer alan sondan eklemeli
bir dildir. Kök ve ekler. Ör: Göz – cü, taş - lık...
İngilizce ve Arapçada olduğu gibi Türkçe kelimelerde erkeklik ve dişilik ayrımı
yoktur.
Türkçe = Bilim + Matematik + Sevgi…
Prof. Dr. O. Sinanoğlu
Bu dil ağzımda annemin sütüdür.
Yahya
Kemal Beyatlı - Şair
Türkçe:
Fuzulî, Yunus, Mevlana, Köroğlu, Nasrettin Hoca’nın dilidir.
Prof.
Dr. Anna Masala
C- TÜRKLERİN KULLANDIĞI
ALFABELER
Bir dildeki harflerin belirli bir sıraya dizilmiş bütünü alfabeyi
oluşturur.
Türkçenin yazılı dönemde bilinen ilk
alfabesi Göktürk Alfabesidir. Daha sonra
sırasıyla Uygur, Arap, Kiril ve Latin alfabeleri kullanılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla, 1
Kasım 1928’de 1353 sayılı kanunla Latin Alfabesi kabul edilmiştir. Halen bu
alfabe kullanılmaktadır. Günümüzde Türk Cumhuriyetlerinin tamamına yakını Latin
Alfabesine geçmişlerdir.
a) Türkçede Sesler
Akciğerlerden gelen havanın boğazdaki
ses yolunda meydana getirdiği titreşime ses diyoruz. Dili oluşturan en küçük
birim veya yapı taşıdır.
b) Hece ve Kelime Bilgisi
Ağzımızdan bir çırpıda çıkan ses veya
ses topluluğuna hece denir.
Ör: Çi-çek, bö-cek,
kuş, kış vb.
Bir veya birden çok hecenin oluşturduğu
topluluğa ise kelime denir.
Ör: Pınar, çınar, ateş, su, o vb.
D- CÜMLE BİLGİSİ
Bir bilgiyi, bir
düşünceyi, bir duyguyu aktarmak amacıyla oluşturulan kelime ya da kelime
gruplarına cümle denir.
Ör:
Anam bir yaz gecesi doğurmuş beni burda.(K.Kamu)
Ör:
Benim sâdık yarim kara topraktır.(A.Veysel)
Ör: Ne
ağlarsın benim çeşmi siyahım?(İ.Dâimi)
İnsanın ifade
gücünün bir göstergesi olan cümle, çok önemlidir. Prof. Dr Muharrem ERGİN “Dil
cümleden ibarettir” der. Bu nedenle cümle bilgisi üzerinde biraz ayrıntılı
olarak duracağız.
a) Cümleyi Oluşturan Kelime
Gurupları
1- Birleşik Kelimeler
Tek kelimeyle karşılanamayan bir
kavramın, birden çok kelime ile karşılanması sonucunda, bazen ayrı bazen de
bitişik olarak yazılan kelime gruplarına birleşik kelime denir.
Ör: Çanak + kale içinde vurdular beni.
Gümüş + hane, Kahramanmaraş
Ada vapuru, ıtır çiçeği, süt dişi,
Allı turnam bizim ele varırsan...
2- Tamlamalar
Bir ismin bildirdiği anlamı daha
ayrıntılı anlatmak veya zenginleştirmek için,
başka bir isimden yararlanmaya isim tamlaması, sıfatlarla yapılan
tamlamaya da sıfat tamlaması denir.
Ör: Gecenin karanlığı (Bel. is. tam)
Ör: İpek böceği, diş fırçası.
(Belirtisiz is.tam.)
Ör: Kırmızı gülün alı var. (Sıf. taml.)
3- İkilemeler
Anlamı pekiştirmek, düşünceyi kuvvetlendirmek için yapılan kelime
tekrarlarına ikileme denir.
Ör: İncecikten bir kar yağar
Tozar Elif Elif diye
(...) (Karacoğlan)
Ör: Buram buram Anadolu.
Ör: Ben yürürüm yane yane (Y. Emre)
4- Deyimler
Gerçek anlamlarının dışında farklı anlam
taşıyan kalıplaşmış kelime gruplarına deyim denir.
Ör: Sarhoşun avucu delik olur. (İsrafçı)
Kulağı delik, eli uzun, elbirliği
yapmak, el uzatmak vb.
E- CÜMLENİN ANALİZİ
a)Anlam Bakımından
1-Bozuk Cümleler:
Araba iniş çıkış doğ yollarında
ilerliyordu.
İnsanları okumamıştır diye azımsamamak
gerek.
Orhan’ın bu yörede iş yeri açması, yöre
halkına zarar sağladı.
Murat Bey Halide Hanımdan eşine iyi
bakmasını istedi.
2-Yorumlama-Anlatım
İnsan, eğitimle doğmaz; ama eğitimle
yetişir.
Cervantes
Eğer çözümün bir parçası değilsen,
problemin bin parçasısın.
Yüksek tepelerde hem kuşa, hem de yılana
rastlanır. Biri uçarak, diğeri ise sürünerek çıkmıştır.
(C.Şahabettin)
Bütün
kusurlarım toprak gizliyor, / Merhem sürüp yaralarım düzlüyor,
Kolun
açmış yollarımı gözlüyor, / Benim sâdık yârim kara topraktır.
(A.Veysel)
Yukarıdaki cümlelerde anlatılmak
istenilenleri birlikte yorumlayalım.
b) Cümlenin Şekil Analizi
Bir cümlede hareket veya oluşu, yani
eylemi bildiren kelime ya da kelime gruplarına yüklem denir.
Ör: Çamlığın başında tüter bir tütün.
(Yozgat Türküsü)
Ör: Cerrahpaşa’da koydum canımın
yarısını. (Volkan Konak)
Cümlede anlatılan işi yapan kişiye özne
denir. (Yükleme sorulan kim, ne sorusu)
Ör: Sıra sıra gelen mektep uşağı.
Ör: Ağır ağır çıkacaksın bu
merdivenlerden. (Gizli-Sen)
Nesne:
Cümlede öznenin yaptığı veya yüklemin
bildirdiği işten doğrudan doğruya etkilenen ögeye nesne denir. (Kimi neyi
sorusu)
Ör: Muş’un yokuşunu çıkmış, yorulmuş.
Ör: Elmayı narin soydum.
Dolaylı Tümleç
Cümlede yer yön bildiren kelime yada
kelime gruplarına dolaylı tümleç denir.
Ör: Benim yüreğimde boylu boyunca
memleketim var. (Bedri Rahmi Eyüboğlu)
Ör: Aşağıdan gelir omuz omuza.
Ör:
Pınarlardan su doldurur Eminem.
Zarf Tümleci
Yüklemin anlamını zaman, tarz, nicelik, azlık
– çokluk veya soru bakımından tamamlayan kelime ya da kelime gruplarına zarf
tümleci denir.
Ör: Geceleyin
bir ses böler uykumu.
İçim ürpermeyle dolar, nerdesin?
Yıllar var ki arıyorum ben onu,
Âşıkıyım beni çağıran bu sesin. (A.K.Tecer)
Ör: On yıl var ayrıyım kına dağından.
Baba ocağından yar kucağından.
(F.Nafiz)
Zamir
Kendileri
isim olmadıkları halde ismin yerini tutan kelimelere zamir denir.
Ben-sen-o, biz-siz-onlar
Ör: Sen uzaklarda değil,
damarımda kanımsın.
F- CÜMLE ÇEŞİTLERİ
a)Yapılarına
Göre (Basit-Birleşik-Sıralı)
Bir tek yargıyı bildiren cümlelere
basit, birden fazla yargıyı bildiren cümlelere ise birleşik cümle denir.
Ör: Dostlar beni hatırlasın. (Basit)
(A. Veysel)
Ör: Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı.
(Birleşik) (B.S.Erdoğan)
Ör: Ahmet Cemil çantasını alıp yukarı çıktı, odaya girdi. (Sıralı)
b) Anlamlarına
Göre (Olumlu-Olumsuz-Soru)
Bir yargının yapılıp yapılmadığını
bildiren veya soran cümlelere denir.
Ör: Aslı saçlarını önüne sermiş.
(Olumlu)
Altı tel koparıp göğsüne germiş.
Ör: Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur. (Olumsuz)
(C.Sıtkı)
Ör: Ben ölünce saçın çözüp, yaşın yaşın
ağlar mısın?
(Soru) (Y.Emre)
Ör: Doktorlar da bilir mi ciğerin acısını? Volkan Konak
c)
Dizilişlerine göre
Türkçede cümleler özne, tümleç, yüklem
sırasına göre dizilmiştir. Buna kurallı cümle, ögeleri farklı dizilen cümleye
de devrik cümle denir.
Ör: Dallar meyveye durdu. (Kurallı)
Ör: Ağlayan gözlerim bir gün
gülecek (Kurallı)
Ör: Bilemedim yaylamızın
yolunu. (Devrik)
Ör: Ağlıyordu ırmaklar. (Devrik cüm.)
d)Yüklemlerine Göre (İsim-fiil )
Yüklemi isim soyundan olan cümlelere isim,
fiil soyundan olan cümlelere fiil cümlesi denir
Ör: Türkiye’nin başkenti Ankara’dır.
(İsim)
Ör: Leyla gelin oldu. (Fiil)
Mecnun mezarda. (İsim)
G- PARAGRAF
Bir yazıda, yardımcı bir düşünceyi
işleyip, geliştiren cümle veya cümle gruplarına paragraf denir.
Ör: “ Ben, muallimliği açlıktan ölmemek
için kabul etmiştim. Hesabım doğru çıkmadı. Bu meslek, bir gün açlıktan
öldürebilir. Fakat ne ziyanı var? Değil mi ki, benim gönlümün şefkate olan
açlığını doyuracak, kendi hayatını başkalarının saadetine vakfetmek tesellisini
bana verebilecek” (…)
“Gözümün önüne, mekteplerimizin bakımsız
kalmış, kaba saba ellerde ziyan olmuş, miniminileri geldi. Bu bîçareler,
açılmak için biraz güneş, bir parça şefkat bekleyen çiçekler gibiydi. Bu
şefkat, bu hareketi gösterenlere, gönüllerinin bütün minnet ve muhabbetini
veriyorlardı. Her şeye rağmen, bu küçük sefilleri, derin derin sevmeğe
başladığımı anladım. Munise bile onlar arasından gelmemiş miydi?”
(R.N. Güntekin-Çalıkuşu’ndan
)
H- TÜRKÇEDE ÜNLÜ SESLER VE ÜNLÜ UYUMU
Türkçede ünlüler (sesli harfler);
kalın-ince, yuvarlak-geniş, düz-dar olmak üzere altı guruba ayrılır.
Kalın Ünlüler: a,ı,o,u
İnce Ünler: e,i,ö,ü
Düz Ünlüler: a,e,ı,i
Yuvarlak ünlüler: o,ö,u,ü
Geniş ünlüler: a,e,o,ö
Dar ünlüler: ı,i,u,ü
Ünlüler açısından Türkçenin iki önemli
kuralı vardır.
1-Büyük ünlü (ses) uyumu
2-Küçük ünlü uyumu
1-Türkçe kelimeler kalın ünlüyle
başlayıp kalın ünlüyle bitiyorsa veya ince ünlüyle başlayıp ince ünlüyle
bitiyorsa buna büyük ünlü uyumu denir.
Ör: Arkadaşlarımız,
İ çin de ki ler
2-Türkçe kelimelerde düz ünlülerden
sonra düz ünlüler, yuvarlak ünlülerden sonra yine yuvarlak ünlüler gelir.
Ör: Evimize
Bo ya ma
Bü yü me
Bu kurala küçük ünlü(ses)
uyumu denir.
I- TÜRKÇEDE ÜNSÜZLER
Türkçedeki 21 ünsüz, sert ve yumuşak
olmak üzere iki gruba ayrılır.
1-Sert ünsüzler (sessizler)
f,s,t,k,ç,ş,h,p
2-Geri kalan ünsüzler ise yumuşak
ünsüzlerdir.
Türkçede
ayak, bıçak, geçit, ağaç kelimelerinde görüldüğü gibi son seste bulunan sert
ünsüzler, ünlüyle başlayan bir ek aldıklarında yumuşak ünsüze dönüşürler.
P,ç,t,k – b,c,d,g dönüşmesi.
Ör:
Sebep-sebebi, ilaç-ilacını, geçit-geçidi, bıçak-bıçağı, ayak-ayağı…
J- İMLÂ KURALLARI
a) Düzeltme İşareti (^)
Bu işaretin iki görevi vardır. Uzatma ve
inceltme.
Kullanıldığı yerler;
1-Yazılışları bir fakat anlamları ve
okunuşları ayrı olan kelimeleri bir birinden ayırt etmek için kullanılır. Ör:
Adet – âdet, hala – hâlâ
2-Arapça ve Farsçadan dilimize geçen
birtakım kelimelerde kullanılır. Ör: Dergâh, kâr-kar vb.
3-Nispet (aitlik) Î’sini göstermek için
kullanılır. Ör: İktisadî, resmî,
millî vb.
b) Bazı Kelime ve Eklerin Yazılışı
1- “Ki” Bağlacı
ve “Ki” Ekinin Yazılışı
Cümleleri, kelime gruplarını ve
cümlecikleri birbirine bağlayan ve onlar arasında anlam ilgisi kuran “ki”
bağlacı daima ayrı yazılır.
Ör: Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim.
(N. Fazıl)
Ben ki, otuz sekiz krallığın padişahı Kanunî.
Desem ki, vakitlerden bir Nisan
akşamıdır. (C.Sıtkı)
Ek durumunda olan ilgi eki “ki” ise
daima bitişik yazılır.
Ör: Bununki, onunki,
Ör: Yoldaki işaretler şoförle
konuşurmuş.
Sizin kafanızdaki örneği de bilmek
isterim.
2- “De” ve “Da” ların Yazılışı
Türkçede bağlaç veya edat durumundaki
bütün “de, da” lar ayrı yazılır.
Pratik olarak “dahi” anlamına gelen “de,
da” lar ayrı yazılır.
Ör: Ben de yazdım. (C.Bayer), Ör: Sen de
mi Brutus?
Ör: Ben seni de, kuşları da severim.
Dolaylı tümleç durumundaki (yer, yön
bildiren) aitlik bildiren “de, da” lar daima bitişik yazılır.
Ör: İçimde kim vardır bir bilebilsen.
Birer örnek de sizler verebilir
misiniz?
3- Mı, Mi Soru Ekinin Yazılışı
Bu ek, cümlede “mı, mi, mu, mü” şeklinde
de kullanılır. Daima ayrı yazılır ve cümle sonuna soru işareti (?) konur.
Ör:
Olur mu böyle olur mu? / Kardeş kardeşi vurur mu?
Ör:
Kara çadır is mi tutar? / Martin tüfek pas mı tutar? (...)
(Yemen Türküsü)
4- Sayıların Yazılışı
Edebi metinlerdeki sayılar yazıyla
yazılmaktadır. Ör: Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.
Saat,
para, ölçü ve istatistikler rakamla yazılır. Ör: Saat 13.30’da, 25 kilogram et.
vb.
5- Büyük Harf
Kullanımı
Özel isimler her zaman büyük harfle
başlar.
Ör Yunus Emre, Âşık Veysel, Ankara vb.
Özel isim nedir: Bir tek varlığa ad olan
isimlere özel isim diyoruz. (Yukarıdaki
örneklerde görüldüğü gibi)
Birine hitaben yazılan mektup veya
yazıların baş harfi büyük yazılır.
Ör: Sayın Barış MANÇO, Sevgili Kardeşim, Canım Anneciğim, vb.
Kurum ve kuruluş adları büyük harfle
başlar
Ör: Türk Dil Kurumu, Yüksek Öğrenim
Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü
TİKA Baykanlığı, Millî Eğitim Bakanlığı
vb.
Cümle Başında Büyük Harf Kullanılır.
Ör: Gülme komşuna gelir başına.
Şiirlerin mısraları büyük harfle başlar.
Ör: Dedim Emrah nendir? / Dedi kölemdir.
Dedim satar mısın? / Söyledi yok
yok. (Emrah)
Kişi adlarındaki unvanlar da büyük
yazılır.
Ör: Mareşal Fevzi ÇAKMAK
Prof. Dr. Mehmet KAPLAN. Yzb. Cengiz TOPEL vb.
Tam tersi, unvanlar sona gelirse de
büyük yazılır.
Ör: Enver Paşa, Ahmet Mithat Efendi,
Nigar Hanım
İki noktadan sonra gelen cümleler büyük
harfle başlar:
Ör: Bir yılda dört mevsim vardır:
İlkbahar, yaz, sonbahar, kış.
Cümle içindeki aktarma ve alıntılar
büyük harfle başlar:
Ör: Akif, İstiklâl
Marşı’nın bir dörtlüğünde şöyle der;
“Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür
yaşarım
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım.”
K- NOKTALAMA İŞARETLERİ
Noktalama işaretleri, duygu
ve düşüncelerimizi daha açık bir şekilde dile getirmeye, cümlenin yapısını ve
duraklama noktalarını belirlemeye, okuma ve anlamayı kolaylaştırmaya, sözün
vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmeye yardımcı olan işaretlerdir.
a) Nokta ( . )
Cümle
sonlarında kullanılır.
Ör:
Akıl yaşta değil baştadır.
Kısaltmaların
sonuna nokta konur.
Ör:
Dr. (doktor); bkz. (bakınız); Alb.(albay) Prof. (profesör); vb.
Bununla birlikte çok tanınan isimlerin
büyük harf kullanılarak yapılan kısaltmalarında, günümüzde, nokta kullanılmamaktadır:
Ör: TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi),
MEB (Millî Eğitim Bakanlığı), TİKA, PTT (Posta, Telgraf, Telefon) vb.
Rakamların
sonuna nokta konulması halinde “inci, ıncı” anlamı kazandırır.
Ör: Annem 7. Caddede oturmaktadır.
b) Virgül ( , )
Cümlede
sıralanan isim, sıfat, zarf, zamir, fiil ve zarflar arasında virgül kullanılır:
Ör: Bunun gibi her şey, kin, nefret,
muhalefet, bize hep insanlardan, hep toplumdan gelmiyor mu?
Cümlede özne olan kelime, kendisinden
sonra gelen sözlerle karışabilecekse, özneden sonra virgül konulur.
Ör: O, tarihin seyrini değiştiren
adamdı.
Birbiri ardınca sıralanan eş görevli
kelime ve kelime gruplarının arasına virgül konulur:
Ör: Meyve tabağında elma, muz, armut ve
çilek vardı.
Evde, okulda, yollarda, her yerde yalnızca seni düşünüyorum.
Anlama
güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına virgül konur:
Ör:
Akşam, yine akşam, yine akşam,
Göllerde bu dem bir kamış olsam.
(Ahmet Haşim)
c) Soru İşareti (?)
Soru bildiren cümlelerden ve
kelimelerden sonra soru işareti konur:
Ör: Şakaklarıma kar mı yağdı ne
var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili
yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar,
Neden böyle düşman görünürsünüz?
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar. (Cahit Sıtkı)
Reşat Nuri Güntekin'in Çalıkuşu adlı
romanını okudunuz mu?
Verilen
bilgilerin kesin olarak doğruluğundan emin olunmadığı durumlarda soru işareti
kullanılır.
Ahmet Yesevî (? — 1166), Türkistan
bölgesinde yaşamıştır.
Divan şairimiz Fuzuli (1480?-1556), İstanbul'a hiç gelmemiştir.
d) Ünlem İşareti ( ! )
Heyecan, şaşkınlık, korku, acıma,
kızgınlık gibi duyguları anlatan kelime veya
cümlelerden sonra kullanılan işarete ünlem denir.
Aman Allah'ım, manzara ne güzel!
Aaa! Sen artık çok oluyorsun.
Heyecanlı
seslenişlerden, emir ve hitaplardan sonra ünlem işareti konur.
Ör: Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş
asker! (M.A. Ersoy)
Ordular! İlk hedefiniz
Akdeniz’dir, İleri! (Mustafa Kemal
Atatürk)
e) Tırnak İşareti ( " " )
Bir metnin içerisinde başkasından
aktarılan yazıların, sözlerin başına ve sonuna tırnak işareti konur.
Ör: Tilkiye "tavuk
kebabı yer misin?" demişler: "Adamın güleceğini getiriyorsunuz" demiş.
Önemi belirtilmek istenen kelimelerin
başında ve sonunda tırnak işareti kullanılır.
Ör: Elverir ki bir gün bana derinden
Tâ derinden bir gün bana "gel" desin. (A.Kutsi Tecer)
f) Parantez İşareti (...)
Bir
kelime ya da cümleden sonra yapılan açıklamalar parantez içine alınır.
Ör: Halikarnas Balıkçısı (Cevat
Şakir Kabaağaçlı) en güzel eserlerini Bodrum'da yazmıştır.
Eş anlamlı kelimeler, eş değerdeki
tarihler ve rakamlar parantez içinde kullanılır.
Ör: İnsan ikrarından (sözünden),
hayvan yularından tutulur.
(Türk
Atasözü)
g) Kesme İşareti
( ‘ )
Özel isimlerin sonuna gelen ve bazen ayrı yazılması gereken ekleri ayıran
virgüle kesme işareti denir.
Ör: İstanbul’un orta yeri
sinema
ODTÜ’ye gideceğim.
TİKA’da yeni göreve başladım.
Ör: Çalıkuşu
Feride’nin ilk görev yeri Bursa’nın
Zeyniler köyüdür.
L- KISALTMALAR
Bir kelime, terim veya özel adın,
içindeki harflerinden biri veya birkaçı ile daha kısa ifade edilmesidir.
Ör: TDK, TBMM, TÖMER, TİKA, MEB
M- BOZUK CÜMLE ÖRNEKLERİ
Yıllar sonra özlediğim o kente ve
arkadaşlarıma nihayet kavuştum.
Özlediğim o kente ve arkadaşlarıma
yıllar sonra nihayet kavuştum. (D)
Millî Eğitim Bakanı on gün içinde
başarılı olan okulları ziyaret edecek.
Millî Eğitim Bakanı, başarılı olan
okulları on gün içerisinde ziyaret edecek. (D)
Arkadaşlarla geyik yaptık.(Y)
Arkadaşlarla sohbet ettik.(D)
Çiçekler çok suda kaldıkları için
çürümüştü. (Y)
Çiçekler suda çok kaldıkları için çürümüştü.(D)
Doktor anneme pehriz
vermiş.(Y)
Doktor anneme
perhiz vermiş.(D)
KAYNAKLAR:
1-T.C. Başbakanlık,
Devlet Personel Başkanlığı, Görevde Yükselme Eğitimi Ders Notları, Nisan 2006,
Ankara. (Adaylar bu ders notlarının 116–132’inci sayfalarından sorumludurlar)
2-Aday Memurların Temel
Eğitim Ders Notları 2, 4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, 2001, Ankara
3-Yazım Kılavuzu, Türk
Dil Kurumu Yayınları, 2005, Ankara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder